4 Saatte Dinç Kalmanın Sırrı Genetik Mutasyon Keşfi

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki California Üniversitesi, San Francisco'dan araştırmacılar, yeni bir uyku mutasyonunu insanlarda keşfettiler. Bu önemli bulgu, genetik açıdan değiştirilmiş fareler üzerinde yapılan testlerle desteklendi ve bulgular 5 Mayıs'ta PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) dergisinde yayımlandı.

Mutasyona sahip farelerin uyku süreleri normal farelerden ortalama 31 dakika daha kısa olduğu gözlendi. Uyku yoksunluğu yaşadıklarında ise bu sürenin 54 dakikaya kadar çıktığı tespit edildi. Farelerin genetik benzerlikleri ve normalde insanlardan çok daha fazla uyuma eğilimleri göz önüne alındığında, bu mutasyonun insanlar üzerindeki potansiyel etkileri büyük bir merak konusu haline geldi.

Araştırmanın baş yazarlarından nörolog ve genetikçi Ying-Hui Fu, konuyla ilgili olarak, "Bu insanlar, uyku sırasında vücutlarının detoks süreçlerini daha verimli bir şekilde gerçekleştirerek her şeyi daha kısa sürede başarabiliyorlar," şeklinde açıklamalarda bulundu. Uyku sırasında vücudumuzun onarım ve iyileşme süreçlerine hız kazandıran doğal uyku düzenine sahip olan bireylerin, bu süreçleri çok daha etkin bir şekilde tamamladığı görüldü.

Normalde uyku eksikliğinin yorgunluk, unutkanlık ve kalp hastalıkları gibi riskleri beraberinde getirdiği bilinirken, bu nadir mutasyona sahip bireylerde bu tür olumsuz etkilere rastlanmadığı hatta uzun süre uyuduklarında kendilerini kötü hissettikleri rapor edildi.

Daha önce yapılan araştırmalarda, kısa uyku süreleri ile ilişkilendirilen dört farklı gen ve bu genlerde beş mutasyon keşfedilmişti. Yeni keşfedilen SIK3-N783Y mutasyonu, daha önce uyku döngüleri ile ilişkilendirilen SIK3 genindeki altıncı mutasyon olarak kaydedildi.

Araştırmacılar, bu tür genetik farklılıkları anlayarak gelecekte uykusuzluk gibi yaygın uyku bozukluklarına daha etkili tedaviler geliştirmeyi hedefliyor. Doğal kısa uyuyan bireylerin uyku verimliliğinden ilham alarak toplumun genel uyku sağlığını geliştirmek adına yeni stratejiler geliştirilebileceği düşünülüyor.