"Dünya Dışı Yaşam İçin Çarpıcı Kanıt Ortaya Çıktı"

Cambridge Üniversitesi’nden astrofizikçi Prof. Nikku Madhusudhan liderliğindeki ekip, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna ciddi bir adım olan yeni bir keşif yaptı. Bileşiklerin tespitinin yaşamın kesin kanıtı olmadığını belirtse de Madhusudhan, bu sinyalin şimdiye kadar görülen en güçlü biyolojik aktivite sinyali olduğunu ifade ederek, "Evrenin canlı olduğuna dair ilk ciddi ipucunu bu anda yakaladığımızı söyleyebiliriz."

K2-18 b gezegeni, Leo takımyıldızında, Dünya’dan yaklaşık 9 kat daha kütleli ve 2.6 kat daha büyük bir gezegen olarak biliniyor. 2019 yılında Hubble Teleskobu tarafından gezegenin atmosferinde su buharı tespit edilmiş olsa da, son gözlemler metan varlığını ortaya çıkardı. Ancak bilim insanları, gezegenin derin bir okyanusla kaplı olabileceği konusunda teoriler geliştirmeye devam ediyor.

Webb Teleskobu, gezegenin yıldızının önünden geçerken atmosferden süzülen ışığı analiz ederek moleküllerin izlerini ortaya çıkardı. Elde edilen veriler, Dünya’daki seviyelerden binlerce kat daha yoğun ölçüldü. Ancak istatistiksel güven aralığı "üç sigma" seviyesinde – yani rastlantı olasılığı yüzde 0.3 – ve bu, fizik alanındaki kesin keşif standardının altında kaldı.

Bilim insanları, bu moleküllerin biyolojik olmayan yollarla da oluşabileceğini belirtiyor. Örneğin hidrotermal bacalar, yanardağlar veya yıldırımlar gibi egzotik süreçlerle açıklanabileceğini ifade eden uzmanlar, bilinen hiçbir sürecin bu moleküllerin bu denli yoğun şekilde oluşumunu tam olarak açıklayamadığını vurguluyor.

Araştırma sonuçları, The Astrophysical Journal Letters’ta yayımlandı. Bilim insanları, bu verilerin evrensel biyolojik yasalarla açıklanıp açıklanamayacağını sorgulamaya başladıklarını belirtiyor.