"Sevdiğiniz Renk Gerçekte Yok: Zihnin Yaratımı"

İnsan gözü, kırmızıdan maviye kadar uzanan bir 'görünür ışık spektrumu' içinde renkleri algılar. Ancak mor, bu spektrumda yer almayan bir renk. Çünkü mor, spektrumun zıt uçlarında yer alan kırmızı ve mavi dalga boylarının birleşimi ile oluşuyor ki bu aslında teknik olarak mümkün değil.

PEKİ NASIL GÖRÜYORUZ?

Beynimiz bu durumu telafi etmek için spektrumu bir çember gibi büküyor, kırmızı ve maviyi birleştirip aralarındaki 'boşluğu' mor olarak dolduruyor. Sonuç: Gerçekte var olmayan ama gözle görülebilen bir renk; mor...

MOR SADECE BEYNİN BİR YORUMU

Gözümüzde bulunan kon hücreleri, ışığı belirli dalga boylarına göre algılar:

• S-konları (kısa dalga): mavi tonlarına duyarlıdır.
• M-konları (orta dalga): yeşil tonlarını algılar.
• L-konları (uzun dalga): kırmızı tonlarını yakalar.

Bu üç kon hücresi birlikte çalışarak milyona yakın rengi ayırt edebilmemizi sağlar. Ancak mor oluşturmak için kullanılan kırmızı ve mavi, spektrumun zıt uçlarında yer aldığı için kon hücreleri bunu tek başına algılayamaz. Beyin, bu uyumsuzluğu mor gibi görünen bir 'ara renk' üreterek çözer.

KRALİYET; ASALET, GÜÇ, LÜKS VE GİZEM

Mor, fiziksel dünyada karşılığı olmayan ama beynimizin "renk boşluğunu doldurmak" için yarattığı bir yanılsamadır. Bu da moru tıpkı sihir gibi, bilimle açıklanabilen ama büyüleyici bir illüzyon halina getiriyor.

Yine de bu hayali renge kültürel olarak büyük anlamlar yüklenmiş durumda. Kraliyet; asalet, güç, lüks, gizem ve büyü kavramları tarih boyunca morla özdeşleşti...