"800 Milyon Sterlinlik Proje ile İnsan Ömrüne Yeni Ufuklar"
"Kraliçe Arıların Biyolojik Sırlarını Çözmeye Yönelik İnovatif Araştırma Projesi" #Araştırma #İnovasyon #Biyoloji #KraliçeArı #Sürdürülebilirlik #İleriTeknoloji #Doğa #İngiltere

Kraliçe arılar ve işçi arılar, neredeyse aynı DNA'ya sahip olmalarına rağmen, kraliçeler yıllarca yaşayabilirken işçiler sadece birkaç ay hayatta kalabilir. Aynı zamanda kraliçeler yaşam boyu doğurgan kalabilirler. Bilim insanları, bu farkın ardındaki biyolojik mekanizmaları çözerek insan yaşamını değiştirebilecek terapiler geliştirebileceklerine inanıyorlar.
Projeyi yönetecek isimlerden biri, Queen Mary Üniversitesi'nde evrimsel genomik ve biyoenformatik profesörü olan Yannick Wurm'dur. Wurm, arılar, karıncalar, eşek arıları ve termitler üzerinde çalışarak insan sağlığına katkı sunacak çözümler aramaktadır.
Wurm, "Doğanın bu zorlukları nasıl çözdüğünü anlayıp tersine mühendislikle çözebilirsek, yaşlanmayı durdurmak, insan doğurganlığını artırmak, organ taşımak ve hastalıklarla savaşmak açısından devrim yaratabiliriz" ifadelerini kullandı.
Kraliçe arılar, hayatları boyunca tek bir çiftleşme uçuşunda çok sayıda erkekten sperm toplarlar ve bu spermleri spermateka adlı bir organda depolarlar. Ayrıca, işçi arılar tarafından üretilen "arı sütü" adı verilen zengin besin içeriği ile beslenirler. Bu özel beslenme şeklinin, yaşam süresini uzatan antioksidanlar ve bağırsak mikrobiyotasındaki farklılıklarla birlikte etkili olduğu düşünülmektedir.
Geçtiğimiz yıl yapılan bir deneyde, kraliçe arılardan alınan bağırsak mikroplarının işçi arılara aktarılmasıyla bu arıların yaşam süresi uzatılmıştır. Bu tür bulgular, araştırmanın potansiyelini daha da artırmaktadır.
Araştırma kurumunun desteklediği diğer projeler arasında doğadan ilham alan, programlanabilir malzemelerle plastiklerin yerini almak, atmosferden enerji elde ederek sınırsız uçuş sağlamak, bağışıklık sistemini yeniden yapılandırarak kanser ve otoimmün hastalıklarla savaşmak gibi projeler bulunmaktadır.
Plastik karşıtı projeyi yürüten Ivan Jayapurna, Berkeley Üniversitesi'nden Aria'ya katılmıştır. Ona göre plastikler, "kötü modern malzemelerin" simgesidir. Jayapurna, artık taş, tunç ve demir çağlarından sonra insanlığın "plastik çağını" geride bırakması gerektiğini savunmaktadır.
Tepkiniz Nedir?






