40 bin yıl boyunca buzullarda beklemiş: Parçaları başarıyla çıkarıldı

Sibirya’da 2010 yılında donmuş halde bulunan genç yünlü mamut “Yuka”, bilim dünyasında bir kez daha çığır açan bir keşfe konu oldu. Yaklaşık 40 bin yıl boyunca buzların içinde korunmuş olan Yuka’dan, daha önce ölümden yalnızca birkaç saat sonra bozulduğu düşünülen RNA parçacıkları başarıyla çıkarıldı. Böylece tarihte ilk kez bu kadar eski bir canlıdan RNA dizilemesi yapılmış oldu.

Kas 26, 2025 - 03:00
 0  0
40 bin yıl boyunca buzullarda beklemiş: Parçaları başarıyla çıkarıldı

Yuka, keşfedildiğinde derisi, kas dokusu ve hatta kızıl tüyleri büyük oranda korunmuş durumdaydı. Daha önce yapılan DNA analizlerinde, bazı hücre çekirdeklerinin fare yumurtalarına yerleştirildiğinde sınırlı da olsa yeniden faaliyet gösterebildiği ortaya konmuştu. Ancak RNA’nın elde edilmesi, uzmanların uzun süre “imkânsız” olarak gördüğü bir aşamaydı.

Stockholm Üniversitesi’ndeki ekip, Yuka’dan ve dokuz başka mamuttan alınan doku örneklerini özel kimyasal yöntemlerle işleyerek RNA’yı ayrıştırmayı başardı. Normalde ölüm sonrası hızla bozulan RNA’nın bu kadar uzun süre korunmuş olması, örneklerin donmuş hâlde kalmasına bağlanıyor. Daha önce yapılan benzer girişimler ya başarısız olmuş ya da kirlilik nedeniyle geçersiz sayılmıştı.

Ekip, eski ve parçalanmış moleküller için geliştirilmiş RNA işleme teknikleri kullanarak Yuka’nın ölüm anına dair biyolojik süreçleri yeniden canlandırdı. Analizler, mamutun ölmeden önce kaslarının gerildiğini ve hücrelerinin yoğun bir stres sinyali verdiğini gösteriyor. Ars Technica’nın aktardığına göre Yuka’nın bir mağara aslanı saldırısında öldüğü düşünülüyor ve bulgular bu senaryoyu destekliyor.

Çalışmanın lideri Emilio Mármol, DNA’nın bir türün evrimsel geçmişini anlamaya yardımcı olduğunu, ancak RNA’nın canlı hücre içi süreçleri “gerçek zamanlı olarak” gösterdiğini belirtti. Böylece Yuka’nın son anlarındaki biyolojik tepkiler ilk kez bu kadar ayrıntılı şekilde görülebildi.

DNA ve RNA analizlerinin birleştirilmesi, Yuka hakkında yeni bir gerçeği daha ortaya çıkardı: Uzun yıllar dış anatomisi nedeniyle dişi olduğu düşünülen mamutun aslında erkek olduğu belirlendi. Hem DNA hem RNA örneklerinde yalnızca erkeklere özgü Y kromozomu dizileri bulundu. Mármol, ilk anatomik değerlendirmenin yanlış olabileceğini ya da genetik olarak erkek olan Yuka’nın gelişimsel bir sorun nedeniyle “feminen” görünmüş olabileceğini ifade etti. Ancak bu ihtimali doğrulayacak veri şimdilik yok.

RNA’nın 40 bin yıl boyunca bozulmadan kalması, antik canlılardan RNA elde etmenin mümkün olduğunu gösterdiği için büyük önem taşıyor. Daha önce yalnızca 14 bin yıllık örneklerden RNA çıkarılabilmişti. Bu sayede yok olmuş türlerin hangi RNA tabanlı virüsleri taşıdığı bile tespit edilebilecek. Örneğin, grip ya da koronavirüs benzeri virüslerin geçmişteki varlığı araştırılabilir.

 

Tepkiniz Nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenme Beğenme 0
Aşk Aşk 0
Komik Komik 0
Kızgın Kızgın 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
admin 𐰉𐰺𐰴:𐱅𐰃𐰼𐰚:𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃:𐰖𐰔𐰃𐰴𐰣 (Bark Türk Budunı Yazıkan) "Yüce Türk Milleti yazıyorum." (Bilge Kağan'ın üslubuyla)