"Misteriyi Çözmeye Yaklaştık: Antik Makinenin Sırrı Çözülüyor!"

1901 yılında bir gemi enkazında bulunan Antikythera Mekanizması, zamanın tozunu üzerinden atamadı ve bilim insanlarını hala şaşırtmaya devam ediyor. Daha önce yapılan CT taramaları, cihazın Gün, Ay ve gezegenlerin konumlarını belirleyebildiğini, tutulmaları tahmin edebildiğini ve farklı takvim sistemlerini gösterebildiğini ortaya koymuştu. Ancak yeni bir araştırma, bu işlevlerin ne kadar işlevsel olduğu konusunda şüphe uyandırıyor.

Arjantinli bilim insanları tarafından yapılan yeni simülasyon çalışmasında, cihazın dişli sistemlerinin üçgen şekilli diş yapılarıyla modellendiği ortaya çıktı. Bu detay, önceki yeniden üretimlerde göz ardı edilmişti. Simülasyon, üretim hataları ve dişliler arasındaki boşlukları da hesaba katarak mekanizmanın çalışma şeklini detaylıca analiz etti.

Sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı. Mekanizma, sadece dört ay ileriye döndürülebildikten sonra ya takılıyor ya da dişliler birbirinden ayrılıyordu. Kullanıcının sistemi sıfırlaması ve yeniden başlatması gerekiyordu - adeta modern bir yazıcıyı düzeltmeye çalışır gibi.

Bu bulgular, Antikythera Mekanizması'nın tam anlamıyla hassas çalışması için tasarlanmadığını, belki de gösterişli ama işlevsel olmayan bir obje olabileceği fikrini gündeme getirdi. Ancak araştırmacılar, bu kadar karmaşık bir cihazın yalnızca bir süs eşyası ya da eğlencelik olması için fazlasıyla ustaca üretildiğini vurguluyor.

Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer ihtimal ise, elimizdeki verilerin kusurlu olabileceği. CT taramalarının sınırlı çözünürlüğe sahip olması ve cihazın deniz dibinde binlerce yıl geçirmesi, orijinal yapısında bozulmalara yol açmış olabilir. Orijinal dişliler, günümüzde ölçülemeyen bir hassasiyete sahip olabilir ve aslında uzun süreli, doğru tahminler yapabilirdi.

Her halükarda, Antikythera Mekanizması antik mühendisliğin zirvesi olarak kabul ediliyor. Modern teknolojinin sunduğu imkanlara rağmen, bu büyüleyici cihazın gerçek amacı hala tam olarak çözülememiş durumda.