Hepimiz dev bir kara deliğin içinde olabiliriz

Araştırmaya göre, dev bir gaz bulutu kendi kütleçekimiyle çökerken sonsuz yoğunluğa ulaşmak yerine, belirli bir yoğunlukta geri sıçradı. Bu sıçrama sonucunda kozmologların Büyük Patlama sonrası gözlemlediği hızlı genişlemeye benzer bir evren oluştu. Teoriye göre, bu durum evrenin tek bir başlangıcı olmadığını, çökme ve genişleme döngüsünden geçtiğini gösteriyor.

“Büyük Sıçrama” teorisi, geleneksel Büyük Patlama modeline alternatif bir bakış sunuyor. Buna göre evren, tek seferlik bir patlamayla başlamadı; önce daraldı, yoğunlaştı ve ardından sıçrayarak genişlemeye başladı. Bu yaklaşım, evrenin doğumunu çökme ve geri sıçrama evrelerinin izlediği bir döngü olarak tanımlıyor.

Gaztañaga, BBC Science Focus dergisine yaptığı açıklamada, gözlemlenebilir evrenimizin daha büyük bir evrende meydana gelen dev bir kara deliğin içinde oluşmuş olabileceğini belirtti. Bu modelde evrenimiz, daha büyük bir evrenin içinde yer alan bir kara deliğin içindeki bir yapı olarak konumlanıyor.

Bu “Kara Delik Evreni” modeli, mevcut kozmoloji anlayışında açıklanamayan bazı sorunlara da yanıt sunmayı hedefliyor. Standart modelde evrenin oluşabilmesi için çok hızlı bir genişleme sürecine ve karanlık enerji gibi bilinmeyen bileşenlere ihtiyaç duyulurken, bu yeni model sadece kütleçekim ve kuantum mekaniğiyle açıklama getirmeye çalışıyor.

Ancak teori, karanlık maddenin doğasıyla ilgili bir açıklama sunmuyor. Öte yandan, bu model evrenin eğriliği gibi sınanabilir öngörüler de içeriyor. Teoriye göre, evren tam olarak düz değil, küresel biçimde hafif kavisli olmalı. Avrupa Uzay Ajansı’nın Euclid uydusu bu eğriliği hassas şekilde ölçmeye çalışıyor ve sonuçların 2030 yılında çıkması bekleniyor.

Buna ek olarak, model evrenin çökme sürecinden kalma bazı “kalıntı kara delikler” ve “kalıntı nötron yıldızları”nın bugün hâlâ var olabileceğini öngörüyor. Bu kalıntıların, galaksilerin ve yıldızların oluşumunda izler bırakmış olabileceği ve gözlemlerle tespit edilebileceği belirtiliyor.

Gaztañaga, büyük kara deliklerin içinin evrenler barındırabileceğini; gözlenen diğer kara deliklerin de kendi evrenlerine sahip olabileceğini ifade etti. Bu durumu “iç içe geçmiş Rus bebekleri (matruşka) gibi” sözleriyle tanımladı. Ancak yalnızca çok büyük kara delikler galaksiler, yıldızlar ve gezegenlerin oluşmasına olanak sağlıyor. Küçük kara deliklerde ise evrenler çok hızlı çöküp yok oluyor.

Teorinin doğruluğu kanıtlanırsa, şu anda dev bir kara deliğin içinde yaşıyor olabiliriz. Bu yaklaşım, evrenin nasıl başladığına dair bakış açımızı kökten değiştirme potansiyeli taşıyor.