Yaşanabilir olduğuna dair en büyük kanıt bulundu

Sadece 505 kilometre genişliğinde olan Enceladus, Colorado eyaletinin içine sığabilecek büyüklükte. Ancak sahip olduğu sıvı su, hidrotermal enerji kaynağı ve kimyasal bileşenleriyle, dünya dışı yaşam için potansiyel bir yuva olarak görülüyor.

Yaklaşık 20 yıl önce NASA’nın Cassini uzay aracı, Enceladus’un yüzeyinin altında gizli dev bir tuzlu okyanusun bulunduğunu ve uydunun güney kutbuna yakın çatlaklardan mikroskobik “buz taneleri” fışkırttığını ortaya çıkarmıştı. Sonraki araştırmalarda bu tanelerde yaşam için gerekli altı temel elementin beşine (karbon, hidrojen, azot, oksijen ve fosfor – kükürt hariç) rastlandı.

Ancak bu bulguların çoğu, Satürn’ün parlak ana halkalarının dışında yer alan E halkasında onlarca, hatta yüzlerce yıl önce birikmiş “eski” buz tanelerinden elde edilmişti. Bu da söz konusu bileşiklerin gerçekten Enceladus’tan mı yoksa uzayda halkayı etkileyen süreçlerden mi kaynaklandığı sorusunu gündeme getiriyordu.

Şimdi astronomlar, Enceladus’tan taze şekilde püskürtülen buz tanelerinde organik moleküller tespit etti. Nature Astronomy dergisinde yayımlanan yeni araştırma, bu moleküllerin azot ve oksijen içeren yapılara sahip olabileceğini gösteriyor.

2008’de Cassini, Enceladus’un yeni püskürttüğü buz tanelerinden oluşan bir gayzerin içinden geçtiğinde, bu taneler uzay aracının Kozmik Toz Analizörü’ne çarptı.

Bu çarpma saniyede 18 kilometre gibi yüksek bir hızda gerçekleştiği için su molekülleri kümelenmedi ve ekip “daha önce gizli kalmış sinyalleri” görebildi. Araştırmacılar bu taze buz tanelerinin kütle spektrometrisi analizini yaparak, Dünya’da karmaşık moleküllerin oluşumunda rol oynayan bileşiklere rastladı.

Araştırma ekibinden Prof. Frank Postberg, “Bu moleküller, Cassini’nin Satürn’ün E halkasında tespit ettiği karmaşık organik moleküllerin uzayda uzun süre kalmalarının bir ürünü olmadığını, Enceladus’un okyanusunda zaten mevcut olduklarını kanıtlıyor” dedi.

Araştırmacılardan Nozair Khawaja ise, bu moleküllerin biyolojik açıdan önem kazanabileceği çeşitli yollar bulunduğunu belirterek, “Bu durum uydunun yaşanabilir olma ihtimalini artırıyor” dedi. Ancak Enceladus’ta yaşam bulunmamasının bile başlı başına büyük bir keşif olacağını, “doğru koşullar varken neden yaşamın oluşmadığı” gibi önemli sorular doğuracağını vurguladı.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Enceladus’un güney kutbuna iniş yaparak daha fazla örnek toplamak için bir uzay misyonu planlıyor. Bu görevin en erken 2040’ların başında başlaması hedefleniyor.